Anıtkabır / Ankara

Her Türk vatandaşının ya da Türkiye sınırlarında refah içinde yaşayan bütün insanların gidip bir minnet, bin teşekkür etmesi gerekilen Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Paşamızın Kabri.

Burası hakkında yazılan çok fazla satırlar, çekilen çok fazla fotoğraflar ve kaynaklar olduğunu biliyorum.
O yüzden bilinen sıradan bilgilerden söz etmeyeceğim.
Gereksiz yazmak için satır işgal etmenin anlamı yok.

Gittiğimde neler gördüm, nelerle karşılaştım ben onları dökmek istiyorum.
Sonuçta bütün insanlar bakar ama herkes kendi penceresinden farklı şeyler görür..

Hazırsan başlıyorum..
Herkes bilir Ankara yazın kuru ve yoğun bir sıcağa sahip,
Kışın da soğuktan sigara dumanı gibi nefesini görürsün.

Ankara güzeldir ama ben büyük şehirlerde gezmeyi pek sevmem.
Bir defa gitmişliğim vardır.
Oda bana işim düşmedikçe bir ömür yeter.

O yüzden Adapazarından 3 saat süren bir yolculuğun ardından direkt olarak Anıtkabıre vardık. Heycanlıyım, mutluyum ama bir o kadar da duygusalım.

Sonuçta geldiğim yer bir kabir.
Kim her hangi bir kabir’e giderken mutlu olabilir ki.

Kısacası bütün duygular girmiş birbirine..
Derken Anıtkabır girişinde bir polis aramasına girdik, tabiki bu çok normal ve olması gereken bir durum.

“burdan gel” “şurdan geç” “ilerle” “bekleme yapma” “hadi hadi devam et” seslerini duyarken elini tutmama rağmen oğlum bir arabanın önüne düşüyor.
Şöför arkadaşın dikkatli oluşundan dolayı bir kazayı ucuz atlatıyoruz.

Düzensiz olan bir sistemde oluşan panik havasından bende nasibimi alıyorum..
Nerede olursan ol hiç bilmediğin bir yerde seni biri apar topar telaşlı bir şekilde yönlendirmeye kalktığında istemsizce geriliyorsun.

Biraz önce yaşadığın duygulara bir yenisi daha ekleniyor..

Hayırlı olsun. Artık gerginsin.

Derken.. Çok şükür Anıtkabir meydanına ayak basıyorum.
Görkemli bir kalabalığın arasındayım. Tabi bu kadar insandan aynı davranışı beklemek doğru değil.
Neden böyle diyorum, hangi kabirde olursan ol mümkün oldukça sessiz ve saygılı olmak zorundayız, zorundayım.

Söz ettiğim gibi hava oldukça sıcak tahmini olarak 33 derece.
Meydan da bulunan kalabalığın etrafında bir an askerler ve güvenlik görevlileri çembere alıyor.
Abi biz gezmeye geldik, Kabri ziyarete geldik. Bu ne şimdi ?

Dururmuyum tabiki sordum.
– Güvenlikçi arkadaştan cevap geldi;
Bir süre burada beklemek zorundasınız.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskiy geldi.
Eee bende 3 saattir yoldayım.. Şimdi birde Volodımır’i mi bekliyeceğiz.

Yani özet olarak önce o ziyaret edecek Atamızın kabrini sonra biz sıradan normal insanlar gidip görebiliriz.
Meydan zaten bir gösteri alanına dönüşmüş. Gölgede durabileceğiniz bir yer söz konusu değil.
Güneş başınızın tam tepesinde, koyun gibi hizaya çekilen bir kalabalık.
Gel anlat şimdi bu durumu diye düşündüğünüz otizmli bir oğlunuz..

Dur, dur sövme ya vallahi gerek yok.
Hayat böyle.. Kıravatlılar hep önden gider..
Volodımır bey buyursun siz, biz bekliyoruz.

Anıtkabir’in göbeğinde yazan bu mesajıda buraya bırakıyorum..
Alan alır almayan bakar kalır.

Tabi duruma tepki gösterenler, bağıranlar, sitem edenler oluyor.
Sicaktan insanlar bunaldı.
Olmak da zorunda diye düşünüyorum ama kabirdeyiz şu an.
Yukarı tükürsek bıyık. Aşağı tükürsek sakal..

Yaklaşık 1 saat beklemenin ardından biriken kalabalığı bir anda saldılar. Gerisini tahmin edebilirsin. İzdiham şeklinde Kabir ziyaretimiz gerçekleşiyor.

Sanki turnikeleri bozulan bir stadın kapıları açılmış öyle koşarak maça girer gibiyiz. Koş koşş.. Sona kalan dona kalır..

Zor da olsa fotoğraflar çekmeyi başardım.
Bir kişi beyefendi gibi geldi törenle ziyaretini yaptı gitti.
Bir kişi den dolayı yüzlerce kişi ite kaka dua okumaya, fotoğraf çekmeye çalıştı.

Sanki kalabalığın sorumlusu bizleriz..

Sıradan halk her zaman olduğu gibi bu kalabalığı sanki kendileri yapmış bir de acele edilmesi konusunda fırça yercesine hakaretler işitiyor.

Bu kadar detayı neden yazıyorum ?
Benim gibi sade bir vatandaşsanız ve heycanla, mutlulukla büyük bir heves ile gidecekseniz bunlarla karşı karşıya geleceğinizi bilin ona göre yola çıkın diye söylüyorum.

Çünkü hevesiniz kursağınız da kalıyor her yerde farklı bir haksızlık.
Haksızlığa boyun eğmeye alışık değilseniz.
Dua ve minnetinizi evinizden yapın.
Bazı şeyler televizyondan izlediğimiz kadar sineye çekilemiyebiliyor.

Bu yazıyı okuduktan sonra kabirden daha çok bir gösteri alanına gittiğini kabullenerek yola çıkmanda fayda var.

Atamız bu yaşanan durumları görse diyerek bir konuya girersem yemin ederim çıkamam..

Anıtkabır günde ortalama 12 bin ziyaretçi ağırlıyor. Bu oran her yıl değişiyor tabiki.
Buna rağmen çalışan personel gerçekten harika.
Her yer pırıl pırıl.

Bu arada MORET-SUR-LOİNG isimli gezimde bana eşlik eden Selim kardeşime de tesadüf olarak orada rastlamak beni mutlu etti.

Genel olarak yorucu, gerdin ve ne kadar sıradan bir insan olduğumu hatırladığım bir gün oldu.

Başınıza gelecek ne olursa olsun. Maneviyatınız biraz olsun varsa bir defa gidip fikirlerinizin düşüncelerinizin daha ılımlı olacağına inanıyorum.

“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.”
G. Mustafa Kemal Atatürk


Son olarak;
Ankara güzelse sebebi sensin...

Atatürk’ün mücadelesi, bizlere yüklediği sorumluluklar tekrar tekrar konuşulmalıdır.

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha saygı, özlem ve gönül borcuyla anıyorum.
Ruhları şad olsun.


BU YAZIYI PAYLAŞ :

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir